Disli Ve Bagis Buyukelci Olmasi Cozulmenin Kanitidir, youtube mp3 indir

İzlenme: 158

'Dişli ve Bağış Büyükelçi olması çözülmenin kanıtıdır'

Aşağıdaki alternatiflere de göz atmak isteyebilirsiniz

Şarkı indir, bedava müzik indir, youtube dönüştürücü

Gazeteci Eşref Kerküklü'ye açıklama serisinde bulunan, Sosyal antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve Terörizm Araştırmacısı Sefa Yürükel, "AKP’li eski bakanlardan Şaban Dişli ve Egemen Bağış’ı Büyükelçi olarak Lahey’e ve Prag’a atamak, Türkiye Cumhuriyetini yönetenlerin devleti yönetemediğini ve TC Dışişleri Bakanlığının bitirildiğinin bir kanıtıdır" dedi.

Yürükel konuşmasının devamında şunları dedi:

"Dünyadaki devletler, Türkiye'yi okurken bu iki isminde yoksuzluk ve rüşvet çarkından geçtiğini, uluslararası medyadan ve kendilerinin Ankara'daki Büyükelçilik ve Türkiye'deki istihbarat raporlarından bilmektedir. Büyükelçi sıfatı, TC Cumhurbaşkanlığını yani devletin başını temsil eden yurt dışındaki en yüksek devlet görevlisidir.

Eskiden beyaz saray ve CİA için tercümanlık yapan, alnında yolsuzlukla ve rüşvetle gezen Egemen Bağış gibi insanların, gerçekte yüksek mahkemeden iktidarı yönetenleri kurtarmak için kurtarılarak ve aklanmadan bu tip bir göreve getirilmesi ve Şaban Dişli gibi FETÖ'ye yakın durduğu bilinen ve 15 Temmuz darbe girişiminde en merkezi konumdaki sözde 'yurtta sulh konseyi' üyesi Mehmet Dişli’nin kardeşi olması, yolsuzluk dosyası kabarık olan bu tip şahısların TC en üst düzeyde yurt dışında temsil etme yetkisi verilmesi, 'FETÖ ile mücadelemi ediliyor yoksa gizliden bir anlamda paralel olarak bir çeşit uzlaşmayamı varılıyor' ibresini göstermektedir.

'FETÖ İLE UZLAŞI GİRİŞİMİ Mİ'?

FETÖ davalarında ve soruşturmalarda, Asya Banka üç beş kuruş para yatıranların, çay ocağında çalışanların, Zaman gazetesine korkudan abone olanların, terfi etmek için FETÖ terörünün çok güçlü olduğu dönemde, boyun eğip onların dediğini, tehditle zorlan yada zorunluluk ve korku hissederek yapanların, FETÖ vakıflarına kurban derisi verenlerin, ufak tefek bağış yapanların ve akrabalarının, bugün hapislerde olduğu ve ağır suçlar adı altında yargılandığı ve hala avlandığı bir dönemde, üst düzey FETÖ elemanı olan Mehmet Dişli’nin kardeşinin Büyükelçilikle ödüllendirimesi, iktidarı FETÖ konusunda samimiyet testine tabii tutmaktadır.

Bugün artık iktidar, FETÖ ile gerçekten mücadele mi ediyor yoksa mücadele ediyoruz görüntüsünü kaybettirmemek için küçük balıkların peşinde avlanarak konu bakımından işi enflasyona uğratmamı oluyor konusu, bugün iktidara sorulması gereken soruların başında gelmektedir. Bilindiği gibi, geçmişte hem Dişli hemde Bağış ve AKP üst ve orta düzeyi gibi, Fetullahla ilintide olmuş şahıslardır. Zaten AKP’de FETÖ ile ilişki kurmamış şahıs olmadığını bizzat Kayseri eski Belediye Başkanı AKP üst düzey siyasetçisi Mehmet Özhaseki beyanatında bizzat belirtmiştir Ayrıca, Yeni Akit yazarı bu çevrelerin ideologlarından Abdulrahman Dilipak’da bunu aynı şekilde yazmaktadır.

AKP’yi kuran kadroların bugün FETÖ diye anılan ve onlarla ilintili kadroların olduğunu bilmeyen yoktur. FETÖ ‘nün bu yüzden Siyasi ayağı, ekonomik ve bürokratik ayaklarının sözde bilinmeyen veya soru işareti olan nedenlerden dolayı hala diri olduğunu bilmeyen yoktur. Ortaya çıjarmak isteyende yoktur. Çünkü AKP o zaman gerçekten dökülür. Çünkü AKP’yi yöneten kadroların önemli bir oranı hala eski FETÖ ile ilişkili veya FETÖ ‘cü kadrolardır. Bu bilindiğini halde bu üst düzey kişilere bugüne kadar neden yada bilerek dokunulmamıştır ve dokunulması bile söz konusu olmamıştır.

Burada konu, iktidarın, Türkiye'yi ve yurt dışındaki vatandaşlarınıda doğrudan ilgilendirmektedir. İktidarın, Bağış ve Dişli gibi bu iki figürü Büyükelçi atayarak Türkleri ve Türkiye’yi yurt dışında rezil etmesi olayıdır. Türkiyedekiler, bu şahısların bulaştıkları yoksuzların, yabancı ülkelerdeki kokteyllerde, toplantılarda davet edildikleri her yerde hangi yüzle ve hangi bakışlarla karşılalacaklarını bilmiyorlarmıdır? Ama anlaşılıyorki bu iktidar artık Türkiye yi gerçekten temsil edecek kadrolara sahip değildir. Buda gösteriyorki, Devletin liyakatlı kadroları tasviye edilmiştir yada pasif görevlere verilmiştir. Bu şekilde buniktidar tarafından devlete ve yetişmiş kadrolarına karşı aşağılayarak davranılması Türkiye için bir zuldür.

Bu iki şahısın alınlarında taşıdığı çok net soru işaretleri, TC ve vatandaşlarını yurt dışında rezil bir duruma düşürmektedir. Bu durum gerçekten her türk için utanç vericidir.
Bu utançtan bir an önce kurtulunmalıdır. Ve bu şahıslar TC yönetenler tarafından hemen geri çekilip yerlerine gerçek diplomatlar atanmalıdır. Ve bu utançtan TC ve Türk vatandaşları bir an önce kurtarılmalıdır."